MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

NİKAH

<< 2382 >>

25- Mehri Belirlemeden Evlenen ve Gerdeğe Girmeden Ölen Kişinin Durumu

 

1. İbn Mes'ud

 

- - (-)

17781 (1)- Abdullah b. Utbe b. Mesüd der ki: (Kişinin mehri belirlemeden evlenmesi ve ölmesi halinde ne olacağı hakkında fetva almak için) bir ay boyunca veya bir aya yakın süreyle İbn Mes'üd'un yanına gelip gittiler. Ona: "Mutlaka bize bunun fetvasını vereceksin" dediler. Bunun üzerine İbn Mes'üd şu karşılığı verdi: "O kadının kendi seviyesindeki kadınlar kadar mehir alma hakkı vardır. Ne eksiğini, ne de daha fazlasını alabilir. Mirastan payalma hakkı da vardır ve iddet beklemesi gerekir. Eğer bu fetva doğru ise, Allah'tandır. Yanlış ise benden ve şeytandandır. Allah ve Resulü bundan uzaktır." Bunun üzerine Eşca'dan aralarında Cerrah ve Ebu Sinan'ın da bulunduğu bir grup ayağa kalkıp: "Şehadet ederiz ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine Berva' binti Vaşik denilen bizim kabilemizden bir kadın hakkında aynı şekilde hüküm verınişti" dediler. Abdullah b. Mesud, verdiği hükmün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hükmüne uymasından dolayı son derece sevindi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (2116) rivayet etti.

 

 

 

17782 (2)- Ebu Hassan bildiriyor: Abdullah b. Utbe b. Mesud: "Bir kadın mehri belirlemeden bir adamla evlenmiş ve gerdeğe girmeden önce kocası ölmüştü. Yakınları kadının haklarının ne olacağı hakkında fetva almak için İbn Mes'ud'un yanına gelip gittiler" dedi ve bir önceki hadisin aynısını aktardı. Ancak rivayetinde kadının kocasının Hilalolduğunu söyledi. Sanırım: "Hilal b. Murre" dedi.

Abdulvehhab: "Kadının kocası Hilal b. Murre el-Eşca'i idi" dedi.

 

[Sahih]

 

 

 

17783 (3)- Abdullah b. Utbe b. Mesud bildiriyor: "İbn Mes'ud'a, evlenen ve kocası ölen bir kadın hakkında gelip gittiler." Sonrasında Abdullah söz konusu hadisi aktardıktan sonra şöyle devam etti: "Bunun üzerine Cerrah ve Ebu Sinan ayağa kalkıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kendilerinden olan Eşca' b. Reys ve (hanımı) Berva' binti Vaşik el-Eşcai hakkında aynı şekilde hüküm verdiğine dair şahitlik ettiler. Kadının kocasının adı Hilal b. Mervan idi.

 

[Sahih]

 

 

 

17784 (4)- Abdullah b. Utbe der ki: İbn Mes'ud'un yanına gelip, mehri belirlemeden evlenen ve gerdeğe girmeden önce ölen adamın hanımının haklarının ne olacağı hakkında sordular. Ancak İbn Mes'ud bu konuda bir şey söylemedi. Sonra bir daha gelip sorduklarında şu karşılığı verdi: "Bu konuda kendi görüşümü söyleyeceğim. Eğer görüşümde isabet edersem Allah beni bu konuda muvaffak etmiş olur. Eğer yanlış fetva verirsem bu, bendendir. Onun kendi seviyesindeki kadınlar kadar mehir alma hakkı vardır. Mirastan payalma hakkı da vardır ve iddet beklemesi gerekir." Bunun üzerine Eşca'dan biri kalkıp: "Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda aynı şekilde hüküm verdiğine şahitlik ederim" dedi. İbn Mes'ud:

"Gel bakalım, bu konuda sana kim şahitlik eder?" deyince, Ebu'l-Cerrah ona şahitlik etti.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud (2/202, 203) rivayet etti.

 

 

 

17785 (5)- Hişam mana olarak bir önceki hadisin aynısını rivayet etti. Ancak rivayetinde şöyle geçer: "(Eşca'dan biri kalkıp Nebi'in) Berva' binti Vaşik hakkında aynı şekilde hüküm verdiğine şahitlik ederim" (dedi). İbn Mes'ud: "Bu konuda şahidini çağır gelsin" deyince, Eşca'dan Ebu Sinan ve Cerrah olmak üzere iki kişi ona şahitlik ettiler.

 

[Sahih]

 

 

2. Ma'kil b. Sinan

 

- - (-)

17786 (1)- Alkame der ki: Bir kadın mehri belirlemeden bir adamla evlenmiş ve gerdeğe girmeden önce kocası ölmüştü. Yakınları, İbn Mes'ud'un yanına gelip kadının haklarının ne olacağı hakkında sordular. (İbn Mes'ud bu konuda bir şey söylemeyince) bir müddet yanına gelip gittiler. Sonra: "Onun kendi seviyesindeki kadınlar kadar mehir alma hakkı vardır. Mirastan payalma hakkı da vardır ve iddet beklemesi gerekir" dedi. Ma'kil b. Sinan el-Eşca'i, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Berva' binti Vaşik hakkında aynı şekilde hüküm verdiğine şahitlik etti.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Ebu Davud, nikah 21237 (2114), Tirmizi, nikrıh 3/441 (1145, "hasen sahih") ve Nesai 6/122 (3356) rivayet ettiler.